31 Aralık 2010 Cuma

Karanlık, Yalnızlık, Sen...

Yine karanlık çöktü şehre, arkan fonda taş plakta çalan Müzeyyen Senar 'gamzedeyim deva bulmam'...
Yalnızlık geldi karşıma ' Yine ben geldim' dedi ve buzlu rakısını kaldırdı 'Bize' dedi.
Titredim, istemeyerek de olsa uzattım kadehimi, pis pis sırıttı yüzüme,
Adını defalarca yazdığım cama baktım, ansızın silüetin belirdi ve ağlama nöbeti tetiklendi.


Adın süzüldü, ince belli bardaktan, kan damlarcasına, gereksiz ve acıydı...
Masaya kustum bir anda, hayallerimiz çıktı ortaya, bahçeli küçük bir ev, bahçesinde oynayan 2 güzel çocuk...
Ağzımı sildim, kokunla bulanmış hediye ettiğin elbiseye, iğrendim, midem bulandı, tekrar kustum hayalleri, bizi...
Camdan ıslanmış, çıplak şehre baktım, tanışmamız geldi aklıma, minik, boktan bir börekçide yağmurdan kaçıp, birbirimize tutulmuştuk.


Elbiseni gözyaşlarımla ıslatıyorum bu sefer, kokun bürüyor, mum ışığının acizliğinde aydınlanan odayı,
Masadaki resmine ilişiyor gözlerim, adın sızıyor tavandaki aralıklardan, yine dayanamıyorum bir kova koyuyorum altına, seni özlediğimde lazım oluyor...
Gramofonda sen çalıyordun, dışarıda sen yağıyor idin, bardaktan sen akıyordun, gözlerimden süzülen de sendin.
Ben seni bende yaşıyorum, güneş elveda derken şehre, sen doğuşu kiminle kutluyorsun güzel...

Hüseyin Yıldız...

31.12.2010

6 Ekim 2010 Çarşamba

Yeni Tür - - - Fark Ediş

Bir damla daha düştü yüzüme… Rüzgarın etkisiyle daha hırçın bir hale almıştı yağmur,öylesine dövüyordu ki etrafı.Aldatılmış bir kadının,aldatan sevgiliye attığı acımasız bir tokat gibi gururlu ve kızgın bir şekilde etrafı dövüyordu.O tokatlardan beni korumaya aciz olan otobüs durağına sığınmıştım.Bu kadar asil ve kudretli görünmesine rağmen ‘’en sevmediğim şeyler’’listesinin başlarında geliyordu yağmur…
Ve böyle başladı hikaye.Umut yeni hayallerle geldiği bir şehirde,imkansız olaylar zincirinin tam ortasında kalmıştı.Kabuslarında gördüğü her gece yataktan zıplayışlarına neden olan yeri,bir anda karşısında gördüğü anda başlamıştı tüm heyecan.Değişim yani,her şeyi ‘Fark Ediş’ o gün başladı.Umut yeni bir türdü.Ve bunun ona bir bahşedilmiş mi? Yoksa bir ceza mı olduğunun tam farkında olmadan yeni hayatının zorluğu arasında kalmıştı.Sevdiği kızı bu değişimin içine sokması ile olaylar tam tersi bir yol almıştı.Aşk,güç ,susamışlık ve intikam birbirine girmiş tek istediği bundan bir önce kurtulmaktı.
Aşk,İhtiras,hırs,güç,macera ve dramın bir arada olduğu ‘Yeni Tür’ serisinin ilk kitabı ‘’Fark Ediş’’ yakında sizlerle…

6 Ağustos 2010 Cuma

YAŞANMIŞ AŞK'LARA...

Yaşanmış aşklaradır son çırpınış
Ellerinden uçup gitsede o vardır aklında,ruhunda
Sevdadır seni bağlanan bitsede aşk
Çığlıklar kaybolur boş sokaklarda,gözyaşları boşalırken

Yaşanmış aşklaradır son buse ıslak yanaklara
Hiçbir söz hiçbir nefes sadece ''Elveda'' kokar hava o an
Ve yıkılırsın..
O an yalnızlık selamlar seni uzaklardan

Yaşanmış aşklaradır o sitem seni yarı yolda bırakmıştır
İnanmıssındır sığınmıssındır dalgalardan limana
Ama orasıda seni bir handaki gibi yollamıştır

Ve bitap bir halde hayata küsmüssündür

Yaşanmış aşklardır sahnede oyunu bitiren
Roller farklı sahne,final aynı
Bilinmedik bir diyardasındır yabancı insanlar
Ve artık yanızlıkla dost olmussundur
Bundan sonra yaşanmış aşklaradır nefretin....

Hüseyin Yıldız







Ölümsüz olmak için,öldürmen gerekir ''O'' dışında herkezi bir saniye bile düşünmeden.Kılın kıpırdaman,korkmadan gömmen gerekir kalbinin en ucra köşesine diğerlerini.Eğer ölümsüz olmak istiyorsan;ölmen gerekir O'nun uğrunda bir kere.....

Hüseyin Yıldız




Oldu mu Nostalji Bi Aşk Olsun Bizimkisi.Biraz eski,siyah beyaz ve tozlu ama yalansız,dupduru....

Hüseyin Yıldız.


HÜSEYİN YILDIZ