11 Ekim 2011 Salı

Hüseyin YILDIZ - BAŞLANGIÇ (ÇIKTI)

Umut neydi? İstediğin bir şeyin var olmasını beklemek mi yoksa var olmayacağını bildiğin bir şeyi istemek mi? Ama bir gerçek vardı ki umut her şeyin başladığı yerdi...

http://www.okuoku.com/tr/baslangic-huseyin-yildiz-pid161974.html

http://www.dr.com.tr/Kitap/Baslangic/Huseyin-Yildiz/Edebiyat/Roman/Turkiye-Roman/urunno=0000000375447

3 Haziran 2011 Cuma

Dilara'nın annesine yazdığı mektup...

Annem,

Seni çok özledim anne. Hemde çok özledim. Biliyorum sende çok üzülüyorsun. Ergenliği bana anlatamadın. İlk regl olduğum gün, ben korkarak teyzeme koştum. Sen olsan, korkmazdım biliyorsun. Sende hafifçe gülümseyerek ''Benim küçük kızım, genç kız olmuş'' derdin. Lisede şımarık bir kız olmadım hiç. Hiç gelip sana aşklarımı anlatamadım. Ağladığım gecelerde, rüzgarlar taşımıştır göz yaşlarımı belki sana. Fısıldamıştır sözlerimi, usulca kulaklarına. Üzülme ama sen. Ben aşık oldum anne. Deli gibi hemde. Adı Umut, çok yakışıklı, çok seviyorum. Senin gibi kokuyor, senin gibi şefkatli ve içten bakıyor. Saçımın bir telini sakınıyor anne. Elleri senin elin gibi sert, ama o yerleri sildiği için değil. Seni her geçen gün daha çok özlüyor ve dahada ihtiyaç duyuyorum.

Bir bilinmeze doğru gidiyorum. Çok uzaklara anne. İçimde iki his var, birisi minnacık bir kıpırtı ne olduğunu bilmiyorum. Mutluluk olsa bunun adı. Ne senin, nede benim tam olarak tadına bakamadığımız bir şey ya, o yüzden adını koyamıyorum sanırım. Diğeri de sanırım sende çok özledin beni anne. Yakın zamanda birbirimize kavuşacağımızı hissediyorum.

Ben hayat boyu kötü bir kız olmadım anne, soy adımı hiç umursamadım. Değişim olduğu gün, seni benden alan adamı, dünyadan alacağım anne. Gözlerimin içine bakarak, yalvaracak bana. Seni özlediğim an üşüyorum ben biliyor musun anne? O gün geliyor aklıma. Senin hiçbir zaman ısınmadığını biliyorum ama dünyanın en sıcak insanıydın sen anne. Sen hiç sağlıklı bir insan kadar dinç olamadın. Tek mecburiyetindi beni sevmekti. Benim için dayandın bu dünyaya ama o adam aldı seni benden. Acımasızca... Bende acımayacağım anne. Ben ilahi bir güç değilim, affetmeyeceğim seni benden alan o adamı bu dünyadan alacağım. Sen her zaman benlesin, bende sendeyim. Seni seviyorum. Her zaman küçük hatırlayacağın, büyümüş kızın...

15 Nisan 2011 Cuma

Hayatınızın Erkeği ve Kadını... (Fark Ediş'ten Pasaj)

Umut:

Hayatınızın kadınını bulmak demek aslında bir anda ''İşte bu'' demek değildi. Eğer tüm yollar ona çıkıyor, çıkmaz sokakların adı o oluyorsa, aştığınız her yol onun için gidiliyorsan, kaçtığı halde kovalıyor, onun hakkında tahminlerde bulunmaya başladıysanız, onu bulacağınız adres elinizde demektir. Onu görene kadar her yer karanlık, gördüğünüz anda güneş doğuyor, istemsiz gülümsemeler yüzünüzde oluşmaya başlamışsa bir kaç adım kalmıştır kavuşmanıza. Ondan doğacak olan, onun kadar güzel bir kız çocuğu hayallerini süsleyip, saç kırıklarının canını yaktığını düşünüyorsa kalbin, onsuz geçen bir saniye, bir saat gibi gelmeye başladığı anda onu çoktan bulmuşsun demektir.


Dilara:

Hayatınızın erkeğini bulmak için boynunda kokan anne sütü yada yeni doğmuş bir bebek kokusunu hissetmek gerekir. Sevgisi tende değil, derinde bir yerde olmalı. Sert eller değdiğinde, pamuksu ellerinize dünyanız şaşmalı, kendinizi orta çağ kraliçesi kadar kudretli ve asil yada bir bebek kadar masum ve kırılgan, nil nehri kadar azimli ve sürekli hissetmelisiniz. Ona karşı ceylan gibi ürkek, dışarıdaki hem cinslerinize panter gibi vahşi görülmelisiniz. Onu her gördüğünüzde terliyor, elleriniz uyuşuyorsa, kalbinizin sesini bastıramayıp, karnınıza ağrı giriyorsa, onun yanında aptal oluyorsanız, hayatınızın aşkı karşınızdadır. İstenmese bile aşk insanı değiştirir. Akıllı deli yapar, mecbur kalırsınız üç maymunu oynarsınız, sağır olursunuz, kör, dilsiz olursunuz. Aşk insanı değiştirir ve bunu yapan sadece o erkektir. İstemeden yaparsınız bunu. Ruhlarınız dans eder, siz susarsınız. Gözleriniz konuşur, dudaklarınızdan kelime akmaz. Elleriniz sevişir, uyarılma olmadan. Yanındayken zaman akmaz olur, diğer insanların işlevi kalmaz. Tek o vardır. Hayatımdaki bir sonraki erkek, ondan olan oğlum olsun dersin. Son olsun diye adaklar adayıp, her gece dua edersin. Bulduğun için şükür edersin. Bir erkek değiştirir hayatını top yekün. Kızamazsın, küfredemezsin, sadece seversin, çok derinde bir yerden...

Fark Ediş'ten bir paraf.

26 Mart 2011 Cumartesi

Ben Filistin'li çocuğum...


www.hehey.org


Ben Kudus'ün köhne bir köyünde yaşayan Filistin'li çocuğum.
Benim gibilerini görürsünüz akşam çayınızı içtiğiniz sırada haberleri izlerken.
Ya bir silah namlusunda yada ağlarken yahut kaçarken...
İçten bir kaç küfür savurursunuz, bunu yapanlara, sonra dizinizi takip eder ona ağlarsınız.

Ben Filistin'li çocuğum, ağlarım çoğu vakit sizin gibi.
Aşk ararsınız saman alevi gibi yanan bir içtenlikle.
Aşk ararım ben enkazın diblerinde...
Genelde üzülürsünüz terk edince, işte ben ağlarım terk edilince.

Korkarsınız ansızın atılan silah seslerinden yada havai fişeklerden.
Ben uyumaya çalışırken kulaklarım alışıktır füze seslerine dua ederim evime isabet etmesin diye.
Dert edersiniz erkenden okula gitmeyi, iple çekersiniz kar tatillerini.
Ben bihaber gelirken okulumdan, karşıma çıktığında İsrail askeri ürperirim.

Siz kalplerde yada bir smsle el olduğunuzu hissedersiniz.
Ben doğduğum topraklarda, el olduğumu hissederim.
Ecdadıma laf atarsınız sizler, kanlı gözlerle ekranda gördüğünüzde.
Ama babanızın bir hatası sizi vurmadığını bilirsiniz,

Ne zaman duyacaksınız sesimi?
Gözleriniz önünde hemen yanı başınızda ölüyoruz biz halbuki.
Oyunlar oynarsınız, en güzel yerlere gidersiniz, bizim oyunumuz İsrail askerlerine attığımız taşlar.
Ne zaman silinecek gözlerimizde ki yaşlar?

Siz aşkınızdan ayrıldığınızda, içersiniz tenhada kalmış bir meyhanede,
Ben aşkımı aramak için haykırırım enkazın diblerine...
İstemsiz çığlıklar dolar Kudus yollarına, kalpleri yaran, kulakları patlatan bir ses çıkar dudaklarımdan...
''Anne''...

www.hehey.org

16 Ocak 2011 Pazar

Kendime öğretmem gereken çelişkilerim var...

Kendime öğretmem gereken çelişkilerim var...

İçinden bir kaç mısra mı edineyim yoksa hepsini acımadan insanlığa mı mâl edeyim?
Yada geçmişin ucrasına mı saklasam seni? Adına kesilen katl-i vacip fetvasını mı duyayım?
Karalar bağlayıp feryâd-ı figan mı edeyim? Yoksa orgazm tadı mı yaşamalıyım?
Sensizliğe alışmalımıyım yoksa sensiz sessiz bir hüzüne bürünmeliyim?

Bilmem gereken derinliklerin var...


İçimden seni çıkarsam yaşarmısın? Yoksa çıplaklıktan haya ettikten sonra intihara teşebbüslerde i yakalarsam kendimi?
Yada geçmişte ki basit bir anı mı diyeceksin? Ben dili geçmiş zamanda hapsolmuşken...
Arkana bakıp üzülürmüsün?Bir kaç damla düşer mi istemeden?Yoksa tecrübe koyup adını,bir tebessüm savururmusun hayata an-avrat söverken?
Peki şimdi yaşamayı mı seçeceksin? Yada... Benimle birlikte yaşamayı...

Sizin bilmeniz gerekenler var...

O'nu sevdim...
Sadece sevdim...
En güzel işimdi sevmek...
Seviyorum...
Seveceğim...

Hüseyin Yıldız