Kıyıda, köşede kalanlar...

Seyyah

Vazgeçişlerimin gizli öznesin,
19 temmuz mübarek cuma günüydü,
Hatırladığım son zaman aralığıydı,
Çünkü sen zaman zarflarımı çaldın...

En yalın kelimelerin katilisin
Ne münasebet seni delice sevmek,
Yanına sokulup ''Hoş geldin'' demek
Çünkü ütopyamdaki geçici bir misafirsin

Sana laf anlatmak nafile
Sen ne dediği belirsiz tümce yığınısın
Sana kızamıyorum, haklısın
Çünkü sende sıradan bir seyyahsın...

Hüseyin Yıldız


Ben beni senle tekrarlıyorum.


Senden uzakta bir yerdeyim.
Ama her an seni izliyorum,hava durumununa bakıyorum,neler olmuş ruhsal karmaşan da ajanstan dinliyorum.
Ben senden ayrı bir yerde uyanmanın acısını yaşıyorum.
İstesem de gelemiyorum.

Adını bilmediğim bir şehre sadece senden kaçmak için geldim.
Senden kurtulmak için geldim,unutmak için...
Olmayacağını da iyi biliyorum.
Tabelalara senin ismini yazıp,her sokağı sana benzetiyorum.
Bu şehirde hüzün kokuyor,ayrılık kokuyor,aşk,nefret...
Koca bir ızdırap var bu şehirde.Ama katlanıyorum...

Uyuyorum her gece ve tekrar uyanıyorum.
Başka bir masalın kahramanı oluyorum sonra.
Sende masalı tamamlayan eksik bir parça.
Ben sen oluyorum,sen kayboluyorsun...
Sen bilmesen de,ben beni senle tekrarlıyorum.

Hüseyin Yıldız



Gidişinin Ardından

Bir gün uyandım ve sen yoktun.Derin bir nefes aldım.Çünkü artık,gözlerinin altı morarmış,hep beni umursamak zorunda olduğunu sanan,dalgalı saçları arasından çıkan parlak,kocaman gözleri ile gözlerimin içine bakacak biri yoktu.Artık benimdi hayatım.Döke saça yaşayacaktım.Ayağımı da masanın üstüne uzatıp,iğrenç ve dengesiz beslenecektim çünkü sen yoksun.Sıkılmıştım senden,yoğun parfüm kokun,etrafta bulduğum uzun siyah saçların,hep düzenli oluşun,ayna karşında boyanmalarından hepsinden sıkıldım.Minnacık buz gibi ellerini tutmaktan sıkılmıştım zaten.Ve her sabah uyandığımda yanımda olmadığın için Tanrıya binlerce dua ediyorum... Ayağımı kaldırdım,ben sadece beni kandırıyorum...Seni özledim...

// h.yıldız



Gidişinin Ardından 2


Bugün akşam uyandım,herkese inat kahvaltımı yaptım,tabi ki güneşi de görmedim.Telefonuma da bakmadım,Türkiye'ye ne olduğunu umursayıp gazeteye de bakmadım.Biçare kendimi sokağa attım.Gezdim,gezdim,gezdim... Bir kafeye girdim,en güzel masaya oturdum,sonra kalktım,tekrar dışarı çıktım.Daha sonra bir tekel büfeye girdim,en köpek öldüreninden,3 kuruşa bir şarap alıp,gazetenin 3.sayfasına sardım.Parka gidip,şarabı koşu parkuruna döktüm.Daha sonra eve gitmek için ayrıldım parktan.Eve girer girmez kendime bir kahve yaptım ve koltuğa yayılarak uzandım.Kahveyi masanın üzerine koyup,dolaptan soğuk kolayı çıkarıp,bir,iki yudum aldım.Dvd'ye p.s i love you filmini taktım,film izleme moduna girdim ama uyuyakalmışım,uyandığımda film çoktan bitmişti.Düşündüm çocukluk arkadaşlarım bile arkamdan konuşup,beni küçümseyen gözlerle bakıyorlardı.Artık rahat değildim.Hemen odama girip dolabı açtım.O ilk gördüğümde üstünde olan yeşil elbiseni çıkardım,nazik ve asilce.Sonra yatağın üstüne koydum ve sarılıp uyudum.Ama sen üzülme gidişin fazla koymadı... / h.yıldız


Meğer Hayallerle Süslemişim Ben Seni...

İtina ile hapsettin beni yalnızlığa.Çekip giderken düşürdüğün şalında arta kalan koku yadigar.Bir de hayallerle süslediğim yüzük... İçinde senin mübarek adın yazılı... Rujundan etkilenen izmarit hâlâ masamda.Galata'nın yalnızlığına çekiyorum bir duman bir de benimkine...

Gelişinle hemen şalı örtüyorum üstüne,üşümeyesin diye.Öpülesi elini koklayıp,yüzüğü ait olduğu yere kokuyorum.Ve sarılıyorum sana ayazdan titremekli vücudumla...Ay'ı izlerken bir anda kendime geliyorum.

Meğer hayallerle süslemişim ben seni...

/ h.yıldız


HİPNOZSAL HAZ

Tepebaşının eski İstanbul sokaklarında sıkıştırmıştı aşk.
Ruhsal içerikli tacizlere başladı.Sevmeden sevdi,hiç bir hak tanımadan,yüzde 50 hakkını kullandı kendince.
Yoktu hiç bir ereksiyon hali bende ki yüzdelik dilimlerde...
Karanlıktı yüzünü de pek iyi seçemiyordum.Eterden farklı bir şekilde benliğimi morfinledi,hipnozdan etkili bir kaç bakışla...

İstemeden teslim olmuştum ''Aşk'a''.Çünkü daha önce yapmamıştım kızsal planlama...
Çocukluğumuza indik bir anda.Birlikte her türlü 'piçliği' yapar olmuştuk.
Duygusal mide bulandırıcı filmler çekici gelmişti bana,ofsaytı da tam anlamı ile öğrenmiştin biliyordun sende.
Ben sümüksel ağlama moduna hazır olmam gerektiğini biliyordum,sen hazırlıksız ana-avrat karşı tribüne sallamaya başladın.

Bazen sevişmeleri bile unutur olmuştuk geçirdiğimiz dakkanın anlık orgazm tadı olmuştu zamansal ifade.
Her şey mükemmelliğin üstünde bir gerçekçiliğe geldiği sırada,ağrılarla 'günaydın' dedim hayata,regl sancıları ve acıları gibi içimde çığlık atacası bir sancı ile....
Tepebaşın da tecavüze uğramış ruhum,köşeye sinmiş bir beden de buldu kendini,sarhoş,pis,ayyaş...
Elini şıklattın ben tekrar döndüm kendi hayatıma,hipnoz sona erdi...

/ h.yıldız



BEN SEN OLUYORUM, SEN BEN OLUYORSUN...

Bir ben var sende adını koyamadığım...
Bir sen var bende bilemesem de hep içimde,
Çocukluğum olup geliyorsun,bir gülümsemeyle beni geçmişe götürüyorsun...
Bazen memleket kokuyorsun,hasretle çekiyorum seni içime.
Ağlıyorum bazen senle,gülüyorum kahkahalar kötü olan herşeye bir cevap niteliğinde...
Sen en güzel sözcükler sana yakışıyor,en güzel sen oluyorsun...

Babam oluyorsun,sırtında bir çapa ile akşam yemeğine yorgun,ama toprak kokan alın teri ile...
Annem oluyorsun,şefkat dolu elleri ile saçlarımı okşayan...
Ailem oluyorsun,sımsıcak bir yuva gibi beni saran...

Ben sen oluyorum,sen ben oluyorsun...
Dostluğumuz adına bir kadehte bir oluyoruz...

// h.yıldız